Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinus) Hastalığı
- Dr.H.Onur Aydın
- 8 Eki
- 3 dakikada okunur

Tanım ve Genel Bilgi
Kıl dönmesi (tıbbi adıyla pilonidal sinüs hastalığı), genellikle kuyruk sokumu bölgesinde (sakrokoksigeal bölge) deri altında kıl, ölü deri hücreleri ve yabancı materyallerin birikmesiyle oluşan iltihabi bir hastalıktır. Bu hastalık, çoğunlukla genç erkeklerde görülmekle birlikte kadınlarda da ortaya çıkabilir. En sık 15–35 yaş arasında görülür.
Pilonidal sinüsün temel nedeni, deri altında yabancı cisim gibi davranan kılların oluşturduğu kronik tahriştir. Bu kıllar, oturma sırasında sürtünme ve basınçla deri altına girer, burada iltihaplanma ve apse oluşumuna yol açar. Zamanla bu bölgede bir veya birden fazla delik (sinüs ağzı) gelişir ve bu deliklerden iltihaplı veya kanlı akıntı gelebilir.
Hastalığın Nedenleri ve Risk Faktörleri
Kıl dönmesi hastalığı, tamamen genetik bir hastalık değildir. Genellikle mekanik ve çevresel faktörlerin etkisiyle oluşur.Başlıca risk faktörleri şunlardır:
Uzun süre oturarak çalışmak (örneğin şoförler, masa başı çalışanlar)
Aşırı kıllı cilt yapısı
Terleme ve kötü hijyen
Dar kıyafet kullanımı
Obezite (fazla kilo)
Kılın yoğun olduğu bölgelerde sık sürtünme
Bu faktörler birleştiğinde, deri altına giren kıllar yabancı cisim gibi davranarak iltihap başlatır.
Belirtiler
Kıl dönmesi hastalığının belirtileri genellikle hafif başlayıp zamanla artar.Hastalar sıklıkla şu yakınmalarla başvururlar:
Kuyruk sokumunda ağrı ve hassasiyet
Şişlik veya kızarıklık
İltihaplı, bazen kötü kokulu akıntı
Oturma veya yürümede rahatsızlık
Tekrarlayan apse atakları
Hastalık bazen sessiz seyredebilir; yalnızca akıntı fark edilebilir. Bazı durumlarda ise akut apse oluşarak ani şiddetli ağrı ve ateş görülebilir.
Tanı
Tanı çoğu zaman fizik muayene ile kolaylıkla konur. Cerrah, kuyruk sokumu bölgesinde sinüs ağızlarını, akıntıyı veya apseli alanı gözlemler.Bazı karmaşık vakalarda ultrason gibi görüntüleme yöntemleri, hastalığın yayılımını anlamak için kullanılabilir.
Tedavi Yöntemleri
Kıl dönmesi hastalığının tedavisi iki ana başlıkta incelenir:
Cerrahi olmayan (konservatif / medikal) tedavi
Cerrahi tedavi
1. Cerrahi Olmayan Tedavi Seçenekleri
Cerrahi olmayan tedavi, genellikle erken evre veya tekrarlamayan basit vakalarda uygulanır.Amaç, enfeksiyonu kontrol altına almak, sinüsün temizlenmesini sağlamak ve yeniden oluşumu engellemektir.
Başlıca cerrahisiz tedavi seçenekleri:
a. Lazer Tedavisi (Lazer Pilonidotomi)
Son yıllarda geliştirilen bu yöntem, küçük sinüs yollarının lazer enerjisiyle içeriden yakılarak kapatılması esasına dayanır.
Avantajları:
Neredeyse iz bırakmaz.
İşlem süresi kısadır (yaklaşık 20–30 dakika).
Hastalar genellikle aynı gün evine döner.
İyileşme hızlıdır, birkaç gün içinde normal yaşama dönülebilir.
Dezavantajları:
Çok geniş ve komplike sinüslerde etkisiz olabilir.
Deneyimli merkezlerde yapılmalıdır.
b. Fenol Uygulaması
Sinüs içerisine kimyasal fenol maddesi verilerek iltihaplı dokunun yakılması ve tünellerin kapanması sağlanır.Tekrarlayan seanslar gerekebilir. Lazer kadar etkili olmasa da cerrahisiz bir alternatiftir.
c. Hijyen ve Koruyucu Önlemler
Bölgenin düzenli tıraş edilmesi veya epilasyon yapılması
Günlük duş ve hijyenin sağlanması
Uzun süre oturmaktan kaçınılması
Kilo kontrolü ve terlemeyi azaltmak
Bu önlemler, hem tedavinin etkinliğini artırır hem de nüks riskini azaltır.
2. Cerrahi Tedavi Seçenekleri
Cerrahi tedavi, tekrarlayan, komplike veya apseleşmiş olgularda tercih edilir.Cerrahi yöntemler, sinüsün tamamen çıkarılmasına (eksizyon) ve yaranın farklı şekillerde kapatılmasına dayanır.
a. Klasik Eksizyon ve Açık Bırakma
Sinüs dokusu tamamen çıkarılır ve yara açık bırakılarak kendiliğinden iyileşmesi beklenir.
Avantajı: Nüks riski düşüktür.
Dezavantajı: İyileşme süresi uzundur (4–6 hafta).
b. Primer Kapatma (Kapalı Yöntem)
Sinüs çıkarıldıktan sonra yara direkt dikilerek kapatılır.
Avantajı: Daha hızlı iyileşme.
Dezavantajı: Nüks oranı açık yönteme göre biraz daha yüksektir.
c. Flap Yöntemleri (Karydakis, Limberg, vs.)
Yaranın orta hattan uzağa taşındığı, cilt altı dokuların yeniden şekillendirildiği ileri cerrahi yöntemlerdir.
Avantajı: Estetik ve kalıcı çözümdür, nüks oranı çok düşüktür.
Dezavantajı: Daha geniş cerrahi alan ve dikiş izi kalabilir.
Cerrahili ve Cerrahisiz Tedavilerin Karşılaştırılması
Özellik | Cerrahisiz (Lazer, Fenol) | Cerrahi (Eksizyon, Flap) |
Uygunluk | Erken evre, küçük sinüslerde | Geniş veya tekrarlayan olgularda |
İyileşme süresi | 2–5 gün | 2–6 hafta |
Ağrı ve konfor | Minimal ağrı, hızlı dönüş | Orta düzeyde ağrı, istirahat gerekebilir |
İz kalma | Neredeyse yok | Yönteme göre değişir |
Nüks oranı | %5–15 | %3–10 |
Hastanede kalış | Günübirlik | 1–3 gün gerekebilir |
Maliyet | Daha düşük veya orta | Genellikle daha yüksek |
Sonuç ve Öneriler
Kıl dönmesi hastalığı, tedavi edilmediğinde tekrarlayan apseler, kronik iltihap ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açabilir.Erken dönemde tanı konduğunda lazer gibi minimal invaziv yöntemlerle başarılı sonuçlar elde edilirken, ileri vakalarda cerrahi girişim kalıcı çözüm sağlar.
Tedaviden sonra düzenli hijyen, bölgenin kuru tutulması ve uzun süreli oturmaktan kaçınmak, hastalığın tekrarlamasını önlemede büyük önem taşır.
Yorumlar