top of page

Pankreas Kanseri

Güncelleme tarihi: 20 Eyl


ree

Pankreas, karın boşluğunun arka kısmında yer alan 12-15 cm boyutlarında bir organdır. Baş, gövde ve kuyruk olmak üzere üç bölümden oluşur. Mide, onikiparmak bağırsağı (oniki bağırsak), dalak ve kolon (kalın bağırsak) ile çevrilidir ve bu organlarla temas halindedir. Baş kısmı onikiparmak bağırsağına bitişiktir, gövde kısmı ise mide, karaciğer ve bağırsaklara giden ana damarlarla çevrilidir. Kuyruk kısmı dalağa çok yakındır. Pankreas kanalı, onikiparmak bağırsağının ikinci bölümüne açılır ve burada enzimler salgılar. İki temel işlevi vardır: Besinlerin onikiparmak bağırsağına iletilmesiyle sindirime yardımcı olmak ve hormonlarını dolaşım sistemine aktararak kan şekerini düzenlemektir.


Pankreas kanserinin belirtileri nelerdir?


Pankreas kanserinin belirtileri tümörün pankreastaki yerleşim yerine göre farklılık göstermektedir. Kilo kaybı neredeyse tüm kanserlerin ana semptomudur. Gövde ve kuyruk kesimindeki tümörler geç semptom vermesi nedeniyle kitle boyutunun büyümesi sonucu özellikle kronik sırt ve karın ağrısına neden olmaktadırlar. Baş kesimine yerleşmiş tümörler pankreas ve safra kanalında erken dönemde tıkanıklığa neden olabilmektedir. Bunun sonucunda ciltte sararma, idrar renginde koyulaşma ve macun kıvamında dışkılamaya neden olan tıkanma sarılığına yol açmaktadırlar. Ayrıca pankreas kanalında tıkanıklık sonucu pankreatit atağı baş yerleşimli tümörlerde görülen bir diğer belirtidir. Özellikle pankreas içeriğinin duodenuma geçememesi sonucu yağlı gıdaların sindirimi yapılamaz ve yağlı dışkılama eşlik edebilir.

ree

Pankreas kanserinde tanı nasıl konulur?


Sinsi başlangıçlı bir kanser türü olması nedeniyle tanıda hastalıktan şüphe edilmesi en önemli basamağı oluşturmaktadır. Uzun dönemli geçmeyen sırt ve karın ağrısı, kendiliğinden düzelen sarılık atakları, idrar renginde koyulaşma, yağlı dışkılama ve kilo kaybı gibi şikayetleri olan hastaların genel cerrahi uzmanı tarafından değerlendirilmesi önerilir. Tanıda ultrasonografi (USG) ilk tercih edilen yöntem olmasına rağmen karın arka boşluğu ve pankreası göstermede yetersiz kalabilmektedir. Bunun yanında bilgisayarlı tomografi (BT) tüm karın içi organları ve karın arka boşluğundaki organları göstermede altın standart olarak kullanılmaktadır. Ayrıca pankreas kanalı, safra yolları ve duodenumu tanı amacıyla değerlendirmek; pankreas kanalı ve safra yolları tıkanıklığında stent uygulaması ile tedavi amacıyla endoskopik işlemler (ERCP-endoskopik retrograd kolanjio pankreatikografi) uygulanmaktadır. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ya da pozitron emisyon tomografisi (PET/BT) hastalığın lokal ya da uzak yayılımını değerlendirmek için kullanılmaktadır.


Pankreas kanserinde tedavi nedir?


Uzak metastazı olmayan, lokal olarak karaciğer ve barsakları besleyen ana atar damarlara invazyonu (yapışıklık) olmayan hastalarda cerrahi tedavi uygulanması gerekmektedir. Pankreas dokusunu ve çevre organları besleyen damarsal yapılar birbirleriyle entegre bir şekilde ilişkili olduğu için tek başına tümörü ya da pankreas dokusunu çıkarmak mümkün olmamaktadır. Bu nedenle midenin üçte birlik kısmı, duodenum, pankreasın sadece baş kesimi ya da tamamı, safra kesesi, safra yolları ve incebarsağın bir kısmının alınmasını içeren “Whipple Ameliyatı” uygulanmaktadır. Ayrıca onkolojik cerrahi prensiplerine göre lenf nodlarının disseksiyonu (alınması) gerekmektedir. Mide, safra yolları ve pankreas kanalı ile incebarsaklar arasında yeni bağlantılar (anastomoz) yapılarak sindirim sisteminin devamlılığı sağlanmaktadır. Yara yeri enfeksiyonu, kanama, anastomoz kaçağı veya pnömoni (akciğer enfeksiyonu) görülebilmektedir. Hastaların ameliyattan sonraki erken dönemde yoğun bakımda takibi önerilmektedir. Ameliyat sonrası uygulanan belli diyet listesi, beslenme düzenlenmesi ve destekleyici tedavi ile hastalar normal yemek yiyebilmektedir.

Uzak metastazı olan, ana atar damarlara invazyonu olan hastalarda öncelik kemoterapi ve/veya radyoterapidir. Bu hastalarda kitleye bağlı tıkanıklık (obstrüksiyon) varsa tıkanıklığın yerleşim yerine göre endoskopik veya cerrahi girişimle obstrüksiyon açıldıktan sonra kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanmaktadır. Tedavi sonrası kitle boyutunda küçülme, metastazlarda gerileme olan hastalar cerrahi için tekrar değerlendirilmektedir. Lokal ileri hastalıkta bu tedavilere ek olarak uygun hastalarda cerrahi tedavi ile eş zamanlı olarak radyofrekans ablasyon (RFA), mikrodalga ablasyon veya elektroporasyon (IRE-Nano Knife) uygulanmaktadır.

Sonuç olarak pankreas kanseri sinsi başlangıçlı, genellikle tanı anında ileri evrede olan bir hastalıktır. Hastalığın başlangıç semptomlarına dikkat edilmesi, tanıda hastalıktan şüphe edilmesi gerekmektedir. Cerrahi tedavi ve sonrasında gerekli ise kemoterapi ve radyoterapi ile hastalığı kontrol altına almak mümkün olmaktadır. Bunun yanında kemoterapi, radyoterapi sonrasında cerrahi tedavi veya lokal ablasyon tedavileri günümüzde önerilmektedir. Hastalığın tedavi planlamasında genel cerrahi, gastroenteroloji, radyoloji ve onkoloji bölümler yer aldığı için multidisipliner yaklaşım önemlidir.

 
 
 

Yorumlar


© Copyright
  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • YouTube Sosyal Simge

+90 532 716 69 77

+90 312 504 77 86

bottom of page