top of page
Yazarın fotoğrafıDr.H.Onur Aydın

Mide Kanseri

Güncelleme tarihi: 30 Haz 2020



Mide kanseri nedir?

Dünya genelinde en sık görülen ikinci kanser türüdür. Kansere bağlı ölümlere sıklıkla neden olmaktadır. Mide dokusunda, normalden daha fazla gelişen dokuların kontrolsüz bölünmesi sonucu yol açtığı durumdur. Genetik geçiş, çevresel faktörler, tütsülenmiş ve aşırı yağlı gıdaların tüketimi, helikobakter pilori enfeksiyonu, sigara ve alkol kullanımı en önemli risk faktörleridir.

Mide kanserinin belirtileri nelerdir?

Başlangıç şikayetleri hazımsızlık, şişkinlik, erken doygunluk ve yemeklerden sonra olan karın ağrısıdır. Bu şikayetler gastrit ve mide ülseri gibi iyi huylu rahatsızlıklara bağlı olarak da görüldüğü için başlangıç belirtileri sinsidir. Kilo kaybı hemen her kanser hastalığında olduğu gibi bu kanser türünde de görülmektedir. Bunların yanında midede kanserin geliştiği bölgeye bağlı olarak yemeklerden sonra takılma hissi, ağızdan veya dışkıdan kan gelmesi, yemeklerden sonra olan karın ve sırt ağrısı görülebilir. İlerleyen durumlarda karın duvarında ele gelen kitle fark edilebilir.

Mide kanserinde tanısı nasıl yapılır?

Hazımsızlık, erken doygunluk, şişkinlik ve yemeklerden sonra karın ağrısı olan hastalarda doktor kontrolünden sonra uygulanan ilaç ve diyet tedavisine rağmen şikayetlerde düzelme olmazsa endoskopik incelemeye başvurulmalıdır. Bu yöntemle tanı kesin olarak konulabilir. Sonrasında evreleme amacıyla bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) veya pozitron emisyon tomografisi (PET-BT) ile hastalığın yaygınlık derecesi, lenf bezlerinin tutulumu ve komşu organlarla ilişkisi değerlendirilebilir.



Mide kanserinde tedavi yöntemleri nelerdir?

Mide kanserinde cerrahi tedavi tümörün midedeki yerleşim yerine göre farklılık göstermektedir. Yemek borusuna yakın yerleşimli tümörlerde midenin tamamının alınması (total gastrektomi) gerekmektedir. Oniki parmak barsağa yakın yerleşimli tümörlerde ise midenin yarısının alınması uygulanan diğer cerrahi tedavidir. Mide ile yemek borusunun birleşim yerinden kaynaklanan tümörlerde yine yerleşim yerine göre yemek borusunun kısmi ya da tamamının alınması gerekmektedir. Cerrahi tedavide bölgesel lenf bezlerinin de tamamının çıkarılması, asıl tümörün çıkarılması kadar önemlidir. Bu şekilde hastanın ameliyat sonrası dönemde alacağı kemoradyoterapiye en yüksek oranda yanıt vermesi sağlanarak hastalıksız yaşam süresi uzatılabilmektedir.

Ameliyat öncesi değerlendirmede karın içerisinde metastatik lenf bezlerinin görülmesi ile öncelikli olarak kemoterapi ve/veya radyoterapi verildikten sonra ameliyat edilmesinin hastalıksız sağ kalıma olumlu etki gösterdiğini gösteren çalışmalar son yıllarda bildirilmeye başlanmıştır. Bu seçenek hastanın ve hastalığın durumuna göre değişkenlik gösterebilmektedir. İlerlemiş ve uzak organ metastazı olan durumlarda yine sistemik kemoterapi ve/veya radyoterapi verilmesinden sonra hastalar ameliyat için tekrar değerlendirilmektedir.

Mide kanseri ameliyatı sonrasında beslenme ve diyet nasıl olmalıdır?

Özellikle midenin tamamı alındıktan sonra; yemek borusu, oniki parmak barsağı ve ince barsaklar farklı şekilde birbiri ile bağlandığı (Roux-en-y anastomoz) için diyet ve beslenmede dikkat edilmesi gereken durumlar oluşmaktadır. Bu ameliyatlardan sonra proteinden zengin gıdalar tercih edilmeli ve yemeklerdeki karbonhidrat tüketiminin azaltılması gerekmektedir. Özellikle basit karbonhidratlı gıdaların (şekerli gıdalar, bal vs) tüketiminden uzak durulmalıdır. Aşırı yağlı, kıartmalı yiyeceklerle, gazlı içeceklerin tüketiminin kesilmesi gerekmektedir. Günlük tüketilen üç ana öğün haricinde emek aralarına ara öğün eklenmesi gerekmektedir. Yani azar azar sık sık beslenmek gerekmektedir. Yemeklerden önce su tüketimi, yemeklerin iyi çiğnenerek tüketilmesi ve öğün miktarının aşırı olmaması önerilir. Bu şekilde beslenme önerilerine dikkat edilmediği durumlarda yemeklerin ince barsaklara ani geçmesinden dolayı kusma, kramp tarzında karın ağrısı, ishal, terleme, çarpıntı ve kusmanın görüldüğü dumping sendromu gelişebilmektedir. Vücut adaptasyon sürecini geçirdikten belli bir süre sonra diyet kısıtlamaları azalmaktadır.

303 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kommentare


bottom of page